30 Ocak 2014 Perşembe

Cocuğuma uyku düzenine nasil ALIŞTIRABİLİRİM?


24-36 ay arası İki üç yaşlar arası çocuklar gece 11 saat uyku ve akşamüstleri 1.5-2 saatlik uykuya ihtiyaç duyar. Bu yaş grubu çocukların çoğu akşam 7-9 arası uyur ve sabah 6:30-8 arası uyanır. Yani artık sizin uyku düzeninize artık hemen hemen yakındır. Hala sizden daha fazla hafif uyku dönemine sahiptir ve bu 4 yaşına kadar böyle devam eder. Bir uyku döneminden diğerine sizden daha fazla geçeceği için yine sizden daha fazla uyanır. Bu yüzden çocuğunuza uyandığı zaman nasıl tekrar uykuya dalacağını öğretmeniz gerekir.
Artık çocuğunuz parmaklıklı yataktan çıkabilecek kadar büyümüştür. Hele birde ikinci kez hamile iseniz doğum yapmadan 6-8 hafta önce çocuğunuzu normal yatağa geçirmelisiniz. Yeni bebeği parmaklıklı yatağa getirmeden bir süre önce büyük çocuğunuz yatağına alışmış olmalıdır. Eğer çocuğunuz direnç gösteriyorsa bebek 3-4 aylık olana kadar parmaklıklı yatağı büyük çocuğunuza bırakabilirsiniz. Çocuğunuz alıştıktan sonra bebeği yatağa alırsınız.

12-18 ay arası Sizi kutlarız. Bebeğiniz artık bebeklikten çıkıp bir çocuk oldu ancak hala küçüklüğündeki kadar uykuya ihtiyacı var. İki yaşına kadar 11 saati gece olmak üzere günde 13-14 saat uyuması gerekli.Hala gündüz iki kısa uykuya ihtiyaç duyar ancak 18 aylık olduğunda günde bir kez akşamüstü 1.5-3 saat arası uyku yeterli olacaktır. Bu düzeni ise 4-5 yaşına kadar devam etmelidir. İki gündüz uykusundan bir gündüz uykusuna geçişi zor olabilir. Uzmanlar bunun için geçiş döneminde bir süre bebeğinizin gece ne kadar uyuduğuna dikkat ederek bir veya iki gündüz uykusu ayarlamanızı ve gündüz bir kez uyuduğunda gece uykuya erken yatırmanızı tavsiye ediyorlar.
• Bu aylarda sağlıklı uyku alışkanlıkları edinmesini nasıl sağlayabiliriz?
Hayatının bu ilk yıllarında çocuğunuzun uykularının sürekli bir düzene oturmasını beklemeyin. Bir kaç gün hatta ay boyunca geceleri düzenli uyuyup, sonra tekrar ilk doğduğu günlerdeki gibi geceleri sıklıkla uyanmaya başlayabilir. 
Bebeğiniz daha küçükken yaptıklarınız dışında pek yeni birşey yoktur. Şu andaki en iyi kozunuz bebeğiniz yaklaşık altı aylıkken başladığınız stratejileri sürdürmektir; 
Gece uykusu rutini; banyo yaptırmak, masal okumak, ninni mırıldanmak gibi, bebeğinizi sakinleştirip uyumasına yardımcı olacaktır. Unutmayın bütün bu aktiviteleri hep aynı sırayla ve oldukça sakin ve huzurlu hareketlerle uygulayıp  bebeğe gece uykusunun huzur ve mutluluk verici olduğunu hissettirmek gerekir. Unutmayın bebekler ve çocuklar düzeni sever, aktivitelerin hep aynı sırayla yapılması ve arkadan ne geleceğini bilmeleri onları heyecanlandırır ve mutlu eder. Eğer bebeğinizin hala harcaması gereken fazla enerjisi varsa onu çok zorlamadan biraz daha oyun oynatıp veya masal anlatıp tekrar yatağına götürebilirsiniz.
Günlük aktivitelerde de hep aynı sırayı ve saatleri uygulamaya özen gösterin, bu düzeni benimsediğinde uyku vaktini daha kolay kabullenecektir.
Bebeğinizin uykuya her gece kendisinin dalmasına özen gösterin. Uyuyabilmesi için sallanma, ilgi ve ninni söylenmesi gibi aktivitelere ihtiyaç duymaması gerekmektedir. Eğer uyuyabilmesi için özel bir aktiviteye ihtiyaç duyuyorsa gece her uyanışında aynı aktiviteyi sağlamadan tekrar uykuya dalamayacaktır.
Bu yaştaki bebeğiniz geceleri uykuya dalma güçlüğü veya gece sık uykudan uyanma gibi sorunlar yaşayabilir. Bu yaştaki problem muhtemelen artık ayağa kalkıp yürüyebiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Daha önceki aylarda yeni öğrendiği aktivitelere ve başarılarına karşı duyduğu heyecan gibi bir heyecanla uyumak istemeyebilir. Uyumak istemezse uzmanlar bebeğinizi birkaç dakika süreyle yatağında bırakmanızı ve sakinleşmesini beklemenizi öneriyor.

Anne ve baba ile beraber uyuma" denildiğinde sorulması gereken iki soru var: "Çocuk, anne baba ile beraber mi yatıyor yoksa aynı odayı mı paylaşıyor?" Bebek çok küçük olduğunda anne ve baba ile aynı odada yatması gerekiyor, çünkü bebeğin sürekli olarak hayatın devam ettiğine dair işaretler alması gerek. Örn; anneye dokunması, yatak odasındaki sesler gibi. Bebeğin yalnız kalmaması çok önemli ve bu tür işaretlere ihtiyacı var. Ama bir süre sonra anne ve baba ile beraber yatma çocuğun özgüveninin ve bağımsızlığının gelişmesini engelliyor. Bunu değiştirmek için bebeklerin belli bir uyku düzenine ihtiyaçları var. Ancak burada da "Mutlaka şunu yapmalısınız!" demekte güçlük çekiyorum. Çünkü her ailenin kendine özgü alışkanlıkları ve yaşam biçimleri var. Fakat uyku konusunda eğer temel olarak uykuya gidiş bir seremoni şeklinde gerçekleştirilirse bu bebek için çok iyi olur. Belli bir saat saptanabilir, bebeğe banyo yaptırılabilir, pijamaları giydirilebilir ve daha sonra yatağa götürülebilir. Bunların hepsi birer basamaktır. Dolayısıyla bebek bu adımları öğrenecek ve bunlara uymaya başlayacaktır. Bu da uykunun belli bir rutine girmesine yardımcı olacaktır. Bazı anneler çocuklarının uyumamasından şikayet ederler. Burada "Acaba çocuk gündüz uykusunda yeterli uykusunu almakta mıdır?" sorusu sorulmalıdır. Bu çok önemli bir faktördür. Bebekler uykuyu bir tür vedalaşma olarak kabul ederler. Bu yüzden bu vedalaşmayı sağlıklı bir şekilde yapmak gerekir. Vedalaşma sırasında bebeğinize "İyi geceler" veya "Hoşça kal"ı nasıl söylediğiniz ve nasıl gerçekleştirdiğiniz de çok önemlidir. 

Bebeğiniz iyi uyku alışkanlıklarını 6 hafta gibi erken bir dönemde geliştirebilir. Düzgün ve düzenli bir uyku alışkanlığı oluşturabilmek için 'anahtar' bebeği her gün aynı saatte henüz uyanıkken yatağa koymak, aynı saatte altını değiştirmek ve bir gece uykusu rutini geliştirmektir. Bebeğiniz için ideal uyku ortamı hafif loş ışık (hemen hemen karanlık), sessiz ve rahat edebileceği ısıda bir odadır ve gece uykusuna hazırlık yaparken her hareketinizin huzurlu ve sakin olmasına önem vermelisiniz. Sakin hareket ederken gece uykusu rutinini çok uzun sürdürmemeli ve 5-10 dakika gibi bir sürede tamamlamalısınız. Gece ve gündüzü ayırt etmesini sağlayıp gündüz çok uzun saatler uyumasını önleyerek, sakin ve huzurlu gece beslemesi ve ılık bir banyo yaptırarak rahatlatabilirsiniz. Sakin ve huzurlu bir ortam yaratıp gece uykularının huzur ve mutluluk verici olduğunu ve korkmaması gerektiğini hissettirebilirsiniz ve sonunda uzun uykularını geceye kaydırabilirsiniz. Bebeğinizin uykuya dalarken sallanmak, sizi uyurken yanında istemesi, beslenme istemesi gibi negatif alışkanlıklarını pozitif olanlarla (kendi kendine uyumasını, uyandığında kendini huzurlu hissetmesini sağlamak gibi) değiştirmeniz gereklidir.
Bebeğiniz uykuya kendi kendine dalarsa gece sizi çağırdığında onunla ilgilenmeniz ve altını değiştirmenizin sakıncası yoktur. Gece uyandığı zaman bebeği çığlık çığlığa ağlatmayın ama daha ilk sesini duyuşunuzda da atlamayın, yanına gittiğinizde öncelikle bebeğinizin gerçekten huzursuz olup olmadığını anlamaya çalışın ve bir huzursuzluğu olmadığından emin olunca onu kucağınıza almadan ya da sırtına pat pat vurmadan, sakin ve yumuşak ses tonuyla onunla konuşarak rahatlamasını sağlayıp yeniden kendi kendine uykuya dalmasını sağlayın.
Bazı doktorlar bebeği yatağına uyumadan önce koymak ve kendi kendine uyumasını sağlamak gerektiğini savunurken bir kısmı ise bebeğin anne veya babanın kucağında veya hafifçe sallanırken ve kendini huzurlu hissederken uyutulmasını, bir diğer grupta ailece aynı yatağın bile paylaşılmasının sakıncası olmadığını savunur. Hangi yöntemi benimserseniz benimseyin uyku zamanı bebek için sıcak, huzurlu ve konforlu bir süreç olmalıdır.
Unutulmaması gereken bir konu da henüz bebek tam olarak uyanıkken onu yatağına koyup uyuması için zorlamaktır ki bu onun uyanık kalacağı sürenin daha da artmasına neden olacaktır.

• Bebeğinizin uykusunun geldiğini nasıl anlarsınız?
Bebekler 6-8 haftalık olana kadar bir kerede iki saatten fazla uyanık kalamazlar. Eğer uykusu geldiğinde onu yatağına yatırmakta gecikirseniz çok yorulacak ve uykuya dalmakta zorlanacaktır. Bu yüzden bebeğinizin uykulu olduğunu anlamalısınız. Gözlerini ovuşturma, kulağını çekme, gözlerinin altında karanlık halkalar oluşması gibi belirtiler bebeğinizin uykusunun geldiğini gösteren habercilerdir. Kısa bir süre sonra zaten altıncı hissinizle bebeğinizin uyku düzenini ve ne zaman uykusu geldiğini içgüdüsel olarak anlayabileceksiniz.
• Gece ve gündüzü ayırt etme
Bazı bebekler gece kuşudur. İlk günlerde pek birşey yapamazsınız ancak bebeğiniz iki haftalık olduğunda ona gece ve gündüzü ayırt etmeyi öğretebilirsiniz. Gündüz uyanık olduğunda onunla mümkün olduğu kadar çok oynayıp onu oyalayın, evi ve odasını aydınlık hale getirin ve günlük olağan sesleri (örneğin telefon , TV veya radyonun sesi  gibi) azaltmaya çalışmayın ve besledikten sonra uyumaya başlarsa uyandırın.
Geceleri ise onu beslemek için yanına gittiğinizde oyun yapmayın. Odanın ışıklarını ve sesleri azaltın ve onunla konuşmak için fazla zaman harcamayın.
Bebeğinize kendi kendine uyuma fırsatı verin
Bebeğiniz 6-8 haftalık olduğunda kendi kendine uyumaya başlayabilir. Uykusu geldiğinde ancak henüz tam uyumamışken yatağına yatırın. 

17 Ocak 2014 Cuma

Montessori Yöntemiyle Çocuk Eğitimi- Eriman Topbaş



Ailelerin ev ortamında çocuklarının gelişimine katkı sağlamak için bir dolu imkânları bulunmaktadır. Yapacakları tek şey, her türlü ev içi düzenlemede evde çocukların da yaşadıklarını bilmektir. Onların ihtiyaçlarını dikkate almak ve bu ihtiyaçlara saygı duymak yeterli olacaktır. Bu hassasiyet kesinlikle ek bir masraf getirmemektedir. Sadece biraz zaman ayırmak yeterli olacaktır. Aslında çocuğun varlığına gösterilecek özen, önce kendimize, toplumumuza ve insanlığa en güzel sonuç olarak geri dönecektir. Çünkü, "bardak ne ile dolu olursa içinden o dökülür." 
Kitapta karakter eğitimi, ruhsal eğitim gibi pek çok yönü ile montessori eğitimine yer vermiş. Ben sevdim. Montessori ile ilgili her şey var. Metodu merak edenler ve tam anlamıyla öğrenmek isteyen birsinin okuması gereken bir kitap. Her şey var. 
Montessori metodu, bu fikir doğrultusunda çocukların kendi kendilerine çalışabilecekleri, öğretmen müdahalesini azaltan eğitim materyalleri ve çocuğun tüm günlük etkinliklerini olabildiğince az yardım alarak yapabilmesine olanak sağlayan bir öğrenme çevresi sunar. 

Bazi anaokullarinin raporlari: 

1-Gower Nursery School (Gower Anaokulu):

Okul Uluslararası Montessori Okulları Birliği tarafından onaylanmış Montessori eğitim yöntemini uygulayan bir okul öncesi eğitim kurumudur. Okulda 1-5 yaş gurubu çocuklara tam gün eğitim verilmektedir. Sınıflarda Montesori eğitim materyalleri kullanılmaktadır. Her sınıfta 1 Öğretmen 1 öğretmen yardımcısı ve 1 bakıcı olmak üzere 3 personel görev yapmaktadır. Öğretmen ve Öğretmen yardımcıları üniversite mezunudur.

Montessori eğitiminde dış aktiviteler çok önemli olduğu için bahçe özel olarak düzenlenmiş ve çeşitli faaliyet alanları (Bahçe oyunları, bitki yetiştirme, seramik gibi) oluşturulmuştur.

Okulda velilerin çocuklarını izlemeleri için haftada bir gün ayrılmıştır. Veli okul işbirliği içerisinde veli, sınıfta çocuğunu gözlemleyebilmekte ve öğretmenle belirlenen saatte görüşmektedir. Okulda sınıflarda kamera sistemi yoktur sadece girişte güvenlik amacıyla kamera mevcuttur.

2- St. Mark’s Çocuk Evi:

Çocuk evi Kensington yerel yönetimine bağlı bir sosyal hizmet kuruluşudur. Kurumda 12-17 yaş çocuklara yarı bağımsız bir hayat sağlayarak barınma ve rehberlik hizmeti verilmektedir. Burada kalacak gençler yerel sosyal hizmet bürosu tarafından belirlenmektedir.

Eğitimci, Kuruluşta kalan çocukların kendi kendilerine yetebilen ve bağımsız yaşamayı öğrenen gençler olarak hayata katılmalarını sağlamaya çalıştıkları Montessori eğitim yönteminin çocukların bağımsız hayata uyum sağlamada daha başarılı olmaları konusunda çok yararlı olduğunu belirtmiştir.

Kiraptaki resimleride sizlerle paylasmak istiyorum ve en guzel bilgi dolu sayfalarini..






Umarım beğenmissinizdir :) Yorum ekleyerek görüslerinizi okumak isterim :)


16 Ocak 2014 Perşembe

Küçük Çocuklarda Kaba Kuvvet Eğilimi

Bir-üç yaş arası çocukların ebeveynlerini en fazla zorlayan davranışlarından biri kaba kuvvet eğilimidir. Bu yaş grubunda çocuklar duygularını, düşüncelerini, isteklerini kısacası içlerinden geçen her şeyi güçlü bedensel tepkilerle anlatırlar. Bu durumun iki temel tetikleyicisi vardır: birincisi duyguları yoğun yaşamaları, ikincisi ise bu yoğun içsel durumları ifade edecek yeterli dil becerisine sahip olmamaları.
Bir-üç yaş arası çocukların istedikleri olmayınca yay gibi gerildiklerini ve kafasını geriye doğru atarak tüm bedeniyle kasılma tepkileri verdiğini görebiliriz. Ayrıca, akranına “merhaba” demeye çalışmak veya onun elindeki oyuncağı istemek gibi basit sebeplerle arkadaşının kafasına vurabildiğini ya da size olan sevgisini göstermek için kolunuzu ısırdığını ve hatta yorulup bunaldığında kendi kafasını yere veya yatağının kenarlarına vurduğunu görebilirsiniz. İşte tüm bu kontrolsüz fiziksel tepkileri bu yaş grubuna özgü kaba kuvvet eğilimi olarak değerlendirebiliriz.
Sinir sistemi gelişimini henüz tamamlamamış, öğrenme tecrübesi çok sınırlı olan, kendini ifade edici dil becerisi yetersiz 1-3 yaş arası çocuklar için bu tepkiler aslında normal kabul edilmelidir. En uyumlu ve yumuşak huylu çocuğun bile 1-3 yaş arası dönemde en azından birkaç kez kendini durup dururken yere attığı, ebeveynini ısırdığı ya da arkadaşına vurduğu olabilir. Ancak çocuğun bu davranışının geçerli gelişimsel sebepleri olduğunu bilmek kaba kuvveti hoş görmek ya da doğrusunu öğretmemek anlamına gelmez. Çocuklar davranışlarının kabul edilir ya da edilemez, doğru ya da yanlış olduğunu sizin yönlendirmeniz olmadan bilemez ve öğrenemezler. Ebeveyn olarak çocuğunuz kendisine ya da bir başkasına vurduğunda, ısırdığında, tekme attığında bu davranışların yanlış olduğunu öğretme sorumluluğu sizdedir.
Elbette ki bu davranışların yanlış olduğunu çocuklara öğretmek için farklı yöntemler vardır. Bu yöntemler çocuğun gelişimsel düzeyine ve mizaç yapısına göre değerlendirilmeli, çocuk özelinde en doğru yaklaşımın ne olduğu belirlenmelidir. Örneğin; dürtüleri akranlarına göre daha yoğun olan ve hafıza becerisi henüz o kadar gelişmemiş çocuğunuz size vurduğunda, yanlış davranışın bir sonucu olduğunu göstermek için onu kendinizden uzaklaştırıp bir süre beklemesini istemeniz hiç işe yaramayabilir. Ama olayların sıralamasını ve neden-sonuç ilişkisini anlayacak kadar hafızaya sahip, dürtüleri konusunda daha kontrollü bir çocuğu olan başka bir aile için bu yöntem mükemmel sonuçlar doğurabilir.
Bu konuda tavsiye üretirken her ebeveynin kendi çocuğuyla yaşadığı tecrübeleri özel olarak değerlendirmek ve çocuğun bireysel özelliklerini hesaba katmak gerekir. Özetle, çocuklarda erken yaşlarda kaba kuvvet eğilimi normal olsa bile ebeveynin çocuğa kendini kontrol etmeyi öğretmesi gerekir.
 

13 Ocak 2014 Pazartesi

Cinsellik ile ilgili sorulari cevaplandirma



-Gereğinden fazla açıklama yapmayın. Cevaplarınız çocuğunuzun seviyesine uygun, kısa ve basit olsun.

Çocukların cinsellikle ilgili soruları yaş dönemlerine göre farklılık gösteriyor. Onlar sormadan gereksiz detaylar vermeye ve zihninin algılayamayacağı bir yaş döneminde anlatmaya gerek yok. Talep etmediği bilgiyi vermemeli, talep ettiği zaman da anlayabileceği kadar detaya inmeli. Sorduğu soruda tam olarak ne cevabı duymak istediğinden emin olmalı.

Mesela : ” Anne ben nerden geldim ? ”

Cevap: ” Her bebek gibi sen de anne karnında büyüdün ve doğdun”

Mesela : “Nasıl doğdum? ”

Cevap: ” Neyi merak ediyorsun? Karnıma nasıl girdiğini mi, karnımdan nasıl çıktığını mı? ”

Soruları sorarken verdiğimiz cevaplarda bir hikaye bütünlüğü olması çok önemli. Birbirine bağlanabilir ve çelişki yaratmayan, yaşına uygun basit cevaplar onun anlamasına destek verecektir. Ayrıca yaşına uygun bir resimli cinsel bilgiler hikaye kitabı anlatmayı kolaştırıp, bizim de ” sırada ne vardı, bunu nasıl anlatayım” stresine girmemize engel olabilir. Kız ya da erkek çocuklar için oyuncak bebekler üzerinden giderek de gösterek anlatım yapılabilir.

Anne bebek nasıl olur?” diyorsa neyi merak ettiğini öğrenmek için ayırt edici sorular sor. Merak ettiği zaman, merak ettiği kadarını anlat;

Okul öncesi dönemde çocukların soruları yetişkin cinselliğinin uzağında olduğunu unutmamak lazım: yani “Bebek nasıl olur?” diye soran okul öncesi çağında bir çocuğa yetişkin cinselliğini anlatmak kafa karıştırıcı ve anlamsız olacaktır. Bunun yerine daha basit bir yol tercih etmek gerekir. Çocuk hangi yaşta olursa olsun önemli olan cinselliği sadece teknik bir konu olarak değil içinde “sevgi”nin bolca geçtiği bir bağlamda anlatmaktır. Mesela şöyle denebilir:

“Anneyle baba birbirlerini çok severler. Beraberce çok sevecekleri bir çocukları olsun isterler. Bundan sonra babanın tohumları ile annenin yumurtaları birleşir ve bebek olur, bebek annenin karnında buyur ve bebek yolundan geçerek dışarı çıkar” demek çocuğun merakını giderecektir. 

9 Ocak 2014 Perşembe

Miniklerin Pastel Boyalarini Degerlendirme

Yapılışı;
  • Önce onları bir silikon kurabiye kalıbına koyuyoruz. Kalıbı 200 derecede fırına koyuyoruz.
  • Pastel boyalar fırında tamamen eridikten sonra (25 dakika kadar sürüyor) kalıbı fırından çıkarıyoruz.
  • 40 dakika kadar buzdolabında bekletiyoruz. Eğer tezgahta bırakırsanız boyaların katılaşması 1 saat veya daha fazla sürebilir.
  • Daha sonra dikkatli bir şekilde kalıbı ters çeviriyoruz ve pastel boyaları çıkarıyoruz.
  • Miniklerimize süprize hazir 🙏😄
  • Kullanimi daha kolaydir.
  • Kirilmasi daha zordur sekil dolayisi ile..