24 Aralık 2014 Çarşamba

Oyun Oynamanın Çocuk Gelişimine Faydaları

Çocukken pek çok oyun oynadık. Hepsi de çok zevkliydi. O kadar zevkliydi ki saatlerce oyun oynasak bile sıkılmazdık. Bu oyunlar bizi yalnızca eğlendiriyor muydu? Elbette hayır.

Çocuklar kendilerini sözcükler ile ifade etmeye başlamadan oyun, hikaye anlatma, sanat yolu ile kendilerini ifade etmeye başlar.

Bilişsel Gelişime Olan Faydaları

  • Yaratıcılığını geliştirir, geliştirir.
  • Soyut düşünce gelişimine yardımcı olur.
  • Hayal gücünü kullanması için sınırsız fırsatlar sunar.
  • Sorun çözme becerisini geliştirir.
  • Empati becerisini pekiştirir.
  • Farklı bakış açılarını keşfetmesine fırsat tanır.
  • Yeni bilişsel yeteneklerini geliştirmesine ve üzerinde çalışmasına olanak sağlar.

Duygusal Gelişime Olan Faydaları

  • Gerçek hayattaki bir çok farklı sosyal rolü deneyimleyebilir.
  • -mış oyunlarında hayatı kontrol edilebilir olduğunu hisseder, rahatlar.
  • Yaşadığı çatışmaları oyun yolu ile ifade edebildiği gibi çözümlemeye adım atar.
  • Duygusal rahatlama, enerji boşaltımı, gerginliğin azalması.
  • Kendini ifade edebilmesine fırsat yaratır.
  • Eğlenme, keyif olma, yaşam enerjisinin artmasında etkilidir.
  • Öz güveni, benlik saygısının artmasına yardımcı olur.
  • Kaygı ve endişelerin azalmasında etkin rol oynar.
  • Terapötik etkisi, yaşadığı sorunlar ile baş etmede etkisi vardır.

Sosyal Gelişime Olan Faydaları

  • Paylaşma, işbirliği, pazarlık yapma, anlaşma yapma gibi kavramların pekişmesine yardımcı olur.
  • Sabır, bekleme gibi kendini kontrol edebilme becerisine etkisi vardır.
  • Problem çözme becerisini destekler.
  • Sosyal ilişkiler kurmada, arkadaşlıkların erken yaşlarda başlamasında ilk aracıdır.
  • Liderlik becerisini destekler.
  • Dürtü kontrolü, agresif davranışları kontrol edebilmede yardımcı etkendir.

Fiziksel Gelişime Olan Faydaları

  • Kaba motor ve ince motor becerilerini destekler.
  • Fiziksel güçlüklere çözüm üretme, sabrederek uğraşmasına fırsat tanır.
  • Günlük hayatta gerekli olan becerileri ( çatal ile yemek yeme vb.) çalışır ve gerçek hayatta uygularken daha rahat olur.

Dikkat Becerisine Olan Faydaları

  • Dikkat süresini uzatmaya yardımcı olur.
  • Konsantrasyon becerisini destekler.

Dil Gelişimine Olan Faydaları

  • Kelime haznesinin gelişimini destekler.
  • Hikaye anlatma, anlama becerilerini geliştirir.
  • İletişim becerilerinin gelişimini destekler.

 Yapılan araştırmalar çocukken oynadığımız oyunların zihinsel gelişimimize önemli katkıları olduğunu söylüyor. Çocuklar oyunla zekasını geliştirir, dünyayı ve çevresini keşfeder, nesneler ve özellikleriyle ilgili yeni şeyler öğrenir. Merak duygusunu tatmin eder, eleme-ayırt etme- sınıflandırmayı öğrenir. Mantık yürütür, seçim yapar, sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenir. 

Dikkatini toplamayı ve yaptığı şeyler sonucunda neler olduğunu, ne gibi soruçlar ortaya çıktığını öğrenir. Bir hedefe doğru yönelmeyi ve bu yolda ortaya çıkan sorunları tek başına çözme yetisi kazanır. Böylelikle kendine güveni artar. Arkadaşla oyun oynamanın faydaları ise çocuğun paylaşma ve yardım etme duygularını geliştirmesidir. Arkadaşlarıyla oyun oynayan çocuk iletişim kurmayı, görev dağılımı ve işbölümü yapmayı, sorumluluk ve yetki almayı öğrenir.

Arkadaşlarla oyun sırasında kurulan bu ilişkiler, çocuğun duygusal ve psikolojik yönden gelişmesini sağlar. İster fiziksel ister zeka oyunlarını tercih etsinler tüm çocuklar oyun oynarken yeni şeyler öğrenir. Kimi satranç veya dama gibi konsantrasyon isteyen oyunlara meraklıdır. Kimisi de hayali kahramanlar yaratır ve onun kılığına bürünerek oyunlar oynar. Oyun oynamanın faydaları yalnızca bunlarla sınırlı değildir. Fiziksel oyunlar çocuğun bedenini dolayısıyla da kaslarını çalıştırır. 

Araç-gereç kullanarak bir şeyler yapmayı, bulunduğu çevreyi isteğine göre değiştirmeyi ve yönetmeyi öğrenir. Başardıkça özgüveni artar. Çocuklar oyun sırasında medeni hayatın gerektirdiği pek çok sosyal davranışı da öğrenirler. Başkalarının hakkına saygı göstermek, sırasını beklemek, elindekini paylaşmak, kendi hakkını korumak ve eşyasına sahip çıkmak, kurallara ve yasaklara saygı göstermek, başkalarının söylediklerini dinlemek ve kendini rahat ifade edebilmek bunlar arasındadır.

20 Aralık 2014 Cumartesi

ÇOCUĞUM HER ŞEYE İTİRAZ EDİYOR VE İNATLAŞIYOR NE YAPMALIYIM ?

İnsanların hayatlarında belli dönemler vardır ve bu dönemlerin her biri insan için yeni eğitim sezonunun başlangıcı gibidir. Her dönem birey için biraz daha olgunlaşma kapısıdır. İlk yetişkinlik dönemine kadar olan dönemlerde ailenin mesuliyetleri vardır. Özellikle iki dönem vardır ki, oldukça karmaşık ve çocuk için oldukça önem arz eden dönemlerdir. Egosantrik (benmerkezci) dönem 3-6 yaş ve Ergenlik dönem 11- 20 yaş. Her iki dönem içinde hâkim duygu, ben duygusudur. Çocuk her şeyi kendisi yapmak ister her konuda anne babaya zorluk çıkarır ve inatlaşır. Her iki dönemin de birbirine benzeyen çok fazla özelliği vardır. Ergenlik dönemi birçok ebeveynin korkulu rüyasıdır âdeta. Bu nedenle ebeveynler tedbirli olmak isterler ve bu dönemin hususiyetleri konusunda bilgi edinme çabaları vardır. Ve çabalarında da oldukça haklıdırlar, çünkü günümüz koşullarında ergenin zarar görmeden bu dönemi atlatması ve ailesi ile çatışmaların en asgari seviyede olabilmesi için hassas olunması gerekir. Ancak bu dönem kadar önem arz eden bir başka dönem de vardır ki; o da egosantrik dönem olan (3-6) yaş dönemidir. Egosantrik dönem çocuğunun ergene benzeyen hususiyetleri nedeni ile ben bu dönemi ilk ergenlik olarak tanımlanır. Çocuklar 3-6 yaş egosantrik dönemi ne kadar sağlıklı geçirilebilirse yaşamın diğer dönemleri de bu denli sağlıklı olur.

Bazen Atölyelerimde annelerim soruyor işte bunun nedeni hem yaşa hemde ben merkezcil olduğu bir dönemden kaynaklanmaktadır.

Çocuğun dünyayı ve bu dünya içinde kendini keşfettiği dönemdir.
Bu dönemde çocuk tüm dünyanın merkezinde olduğunu ve dolayısıyla isteklerinin mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini düşünür. 
Soyut olanı düşünemez ve bu nedenle kendisine anlatılanların somutlaştırılması gerekir. 
Sahiplenme duygusu oluşmuştur. 
Paylaşmayı reddedebilir. 
En iyi öğrenme şekli modelleyerek öğrenmedir. 
Anne ve Baba'nın en büyük rol model olduğunu unutmamalıyız.
Daha sonra okul öncesi çağında rol model olma bizler yanı Öğretmenlere devrediliyor .


Ebeveynler neler yapabilir: Çocuk tüm hayatı boyunca öğreneceği bilgi ve davranışların büyük bir kısmını 3-6 yaş (egosantrik) döneminde öğrenir. Temel niteliğinde olan bu dönem yeterince üzerinde durulmadan ve negatif davranışların kazanıldığı bir süreç hâlinde geçerse ilerleyen yaşam dönemlerinde kişilik binası zarar görme veya çökme tehdidiyle karşı karşıya kalır. Bu dönem ne kadar sağlıklı geçerse ergenlik dönemi de o denli pozitif geçer. 
Nasıl bir çocuk istiyorsanız öyle ebeveyn olun: Çocuğunuzun sizi modellediğini unutmayın. Çocuğunuza kazandırmak istediğiniz davranışları evvela siz uyguluyor olmalısınız. Ya da çocuğunuzda görmek istemediğiniz davranışlar konusunda öncelikle siz hassas davranmalısınız.
Çocuğunuzun bağırmamasını istiyorsanız bağırmamalı, yalan söylemesini istemiyorsanız, kesinlikle yalan söylememelisiniz. Veya kitap okuma alışkanlığının olması için onun yanında kitap okumalı, nezaketi öğrenmesi için ona nezaketli tavırlar sergilemelisiniz. 
Çocuğun inadını tahrik etmeyin: Kendi “ben”ini keşfeden çocuk istekleri gerçekleşinceye kadar ısrar edebilir. Çocukla inatlaşmak kesinlikle yapılmaması gereken bir davranıştır. İnat anında çocuğun dikkatinin dağıtılması veya kendisine alternatifler sunularak birini seçmesi sağlanmalıdır. 
Paylaşmayı öğrenmesi için zorlamayın: Bu dönem çocuğu olan ebeveynler çocuklarının bencil olacağı kaygısıyla, onlara paylaşmayı öğretmek isterler. Çocuğa elindekini ısrarla arkadaşı veya kardeşi ile paylaşması istenmemelidir. Çocuk istemeyerek paylaşırsa ve bunun sonucunda mutsuz olursa paylaşmayı sevmesi ve dahası öğrenmesi düşünülemez. Paylaşması için siz çocuğunuzla bir şeylerinizi paylaşın. Mesela ona şeker alıp hadi paylaşalım demek yerine, şekeri kendinize aldığınızı söyleyip siz onunla paylaşın. 




Çocuğum Her Şeyi Yapmak İstiyor (İnatlaşma):
Bu dönemde en sık görülen davranışlardan bir diğeri de aşırı inatlaşmadır. Yani çocuğun her şeyi kendisin yapmak istemesi ve bu konuda diretmesidir. Çocuklarda görülen bu “inatlaşma”nın altındaki düşünce, çocukların dünyayı keşfetme, meraklarını giderme ve bağımsız birey olma isteğidir. Çünkü bu dönemde çocuk kendi başına yürüyebilmekte, bazı yerlere ulaşabilmekte, isteklerini anlatmak için kelimeler kullanabilmekte, eline bir şeyler alıp yiyebilmekte, hatta tuvaletini bile söyleyebilmektedir. Bütün bunları yapabildiğine göre kendi başına giyinebileceğini, kıyafetlerini ve yemeklerini seçebileceğini, gezmeye nereye gidebileceğini kararlaştırabileceğini düşünür. 
Çocuğunuz çevredeki eşyaları, size ait olsun ya da olmasın sahiplenmeye çalışır. Hatta kız çocuğu annesinin eşyalarını karıştırır, ayakkabılarını giyer, parfümlerini üzerine sıkar. Erkek çocuğu ise babasının tıraş köpüğünü alır ve yüzüne sıkar, kolonyasını döker, kravatını ya da arabasının anahtarını alır. Çocukda görülen bu davranışlar normaldir. Çünkü çocuklar bu dönemde sahiplenme şuuru edinirler.
Bu dönemde çocuklar tutarsız davranışlar sergiler. Yemek ister sonra vazgeçer, çarşıda önce küçük bebek almak ister sonra vazgeçip pelüş oyuncaklardan almak isterler. Bütün bu davranışların karşısında anne baba sabretmelidir.


Neler Yapabilirim? 
Çocukların bu davranışlarına kesinlikle şiddetle karşılık verilmemelidir. Bu şiddet çocukta hem inatçılığı hem de başına buyrukluğu daha da artıracaktır.
Çocuklar sizi hiç olmadık yerlerde o kadar çok zorlayacaktır ki, adeta sabrınızı taşıracak ve onların isteğine boyun eğmenizi sağlamaya çalışacaklardır. Her şeyden önce bu davranışlarına karşı soğukkanlılığınızı korumaya çalışmalısınız.
Çocuğunuz yemek yeme konusunda sizinle inatlaşabilir. “Bu yemeği çabuk yiyeceksin, yoksa seni cezalandırırım.” İfadesi yerine, “Yemeğini çiçekli tabağında mı, yoksa mama tabağında mı yemek istersin?” şeklinde bir yaklaşım, çocuğunuza bir alternatif sunacaktır. Buda çocuğunuzda seçmenin mutluluğunu uyandıracaktır. 
Çocuğunuz inatçılığa başladığı an onu sakinleşene kadar bekleyin. Misafir olduğunuz bir yerde çocuğunuz kendisine ait olmayan bir şeyi aldı ve “Benim” diyerek sahiplendi. Ne yaparsınız? Burada çocuğa, “Çabuk onu yerine bırak!” şeklinde vermiş olduğunuz tepkiye çocuğunuz, “Hayır” diyerek karşılık verecektir. Çocuğun ilgisini başka yönlere çekip, sahiplenmiş olduğu o eşyayı elinden sakince alırsınız ve daha sonra bu eşyayı verdiği için teşekkür ederek onu ödüllendirmiş olursunuz. 
Çocuğunu duvarları ve kapıları çiziyorsa, eşyaları kırıp döküyorsa, ortalığı dağıtıyorsa ona fazla sinirlenmeyin. Yapılması gereken öncelikle çocuğunuza bir oda ya da oyun oynaması için bir köşe ayarlamanız gerekir. Burada çocuğunuz kendi eşyalarını ister kırsın ister dağıtsın, çünkü o mekân kendisine ait olacak. Duvar ya da kapıya büyük resim kâğıtları asarak onlara resim yapmasını isteyebilirsiniz. Böylece evin değişik yerleri boya ve kalemle kirletilmemiş olacaktır. 

Keyifli Okumalar :)
En kısa zamanda birebir Çocuk Gelişimi seminerleri yapacağım :)

2 Aralık 2014 Salı

Torium Buluşması

            
Luna Organizasyon' un daveti üzerine katıldığım bu etkinlikten çok keyif aldım. Davetinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum.
En kısa zamanda kendi öğrencilerimi de götürmeyi düşünüyorum. 
Ben bu kadar eğlendiysem eğer onlar nasıl eğlenmesin.

Torium Avm’de bulunan Türkiye’nin ilk kar merkezi olan Snowpark 4500 metrekarelik bir alanda kış sporlarını yılın her anı yaşamak isteyenleri bekliyor…


  • İçeride Nelerle  Karşılaşacaksınız?

3 adet kayak/snowboard pisti: 2 adet 35 metre uzunluğunda %16 eğimli, özel eğitim pisti ve 1 adet 60 metre uzunluğunda %23 eğimli, orta zorluk seviyesinde pist.

3 özel kızak pistinde kızakla kaymak çok keyifli.

Ayrıca yürüyüş alanları, halatlı dağ  tırmanışı, asma köprüler, gizli buz heykelleri, buz mağaraları…

--Çocuklarımı hafta sonu nereye götüreceğim demeyin işte en güzel fikir SnowPark

 
-KİŞİ BAŞI GİRİŞ

-Hafta içi: 20 TL
-Hafta sonu ve resmi tatiller: 27 TL
 
-ANNE+BABA+1 ÇOCUK
-Hafta içi: 50 TL
-Hafta sonu: 70 TL

-ANNE+BABA+2 ÇOCUK
-Hafta içi: 60 TL
-Hafta sonu: 80 TL
 
Aşağıdaki kuponu Çocuk Gelişimi ayrıcalığı ile kullanarak %50 indirimle kullanabilirsiniz.

                                 snowpark indirimli giriş kuponu


·        *Giriş ücretine kar botu, mont ve eldiven kullanımı dahildir.
·        *Her ziyaretçi 20 dakika Snowtubing kullanım hakkına sahiptir. 
·        *Ekstra kullanımlar ücrete tabidir.










Kelebek sergisini de kaçırmayın.



www.lunaorganizasyon.com



29 Kasım 2014 Cumartesi

Çocuğunuzun Eğitimi ve Gelişimi (1-2 yaş)

Bu yaşlarda bebeklerde hızlı bir gelişme görülür. Bebeğiniz artık hareket edip dünyayı keşfetmektedir. Bu dönemde annelerin bebeğe limitler koyup onu koruma gereklilikleri başlar.

1-2 yaş bebeklerin, sizden ayrı bir insan olduğunu anladığı zamanlardır. Bu durum onu yalnız bıraktığınızda onun üzülmesine sebep olabileceği gibi, ona “ben” ve “benim” kelimelerini de kazandırır. Bir şeylere sahip olma ve onu kendine ait hissetme ihtiyacı görülebilir.

Bir şeyin ne olduğunu anlamanın yollarından biri de onun ne olmadığını anlamaktır. Çocuğunuz da her şeyin zıddına meraklı olabilir. Her ne öneriyorsanız tersini yapması bu sebepledir.

Birçok kelimeyi anlayabilseler de, soyut ya da karışık cümleleri anlayamayacak kadar basit düşünmektedirler. Onlara “hayır” deseniz de yasak eylemleri yapmaları, içgüdülerini hâlâ kontrol edemeyişlerindendir.

18 aylık bir bebeği idare etmek, yorucu spor aktiviteleri gibidir. Bu dönemde çocuk çok enerjik ve öğrenmeye açık olacaktır; bu durum annelerin sürekli gözlerini çocuklarında tutmalarını mecbur kılar.

Bu yaşlardaki çocuklar ayrılıklara aşırı tepki verebilirler. Çünkü henüz bir yere gittiğinizde hemen geri döneceğinizi anlayamamışlardır. Aileleriyle oynamaktan hoşlanırlar, sürekli tekrar içeren oyunlardan keyif alırlar. Oyuncak telefonla konuşmak gibi aktivitelerle büyüklerin davranışlarını taklit etmeye başlarlar…

18 ay itibariyle çocuklar erişebildikleri her şeye dokunmaya çalışırlar. Sarılmak, gıdıklanmak gibi fiziksel aktivitelerden hoşlanırlar. Yabancılardan korkabilirler, ailelerine müthiş bir bağlılık gösterirler. Bu dönemde çocuğunuzu yalnız bırakırken sinirlenme belirtisi göstermiyorsa, bu bir problemin işareti olabilir. Yürümeye başlamış olmaları gerekir, hızlı koşmaya çalışırken düşebilirler, kısa mobilyalara tırmanabilirler. 50 kelimeye kadar bir kelime haznesi oluşturabilirler, tanıdık şarkılara eşlik etmeye çalışabilirler.

Anneler neler yapabilir?

Basit yap-boz oyunlarıyla onları eğlendirebilirsiniz. Bu dönemde resimlere bakmayı severler, resimli kitaplar edinip, tanımadıkları objeleri kitap üzerinde ona gösterebilirsiniz. Basit sorularla onlara bir objenin adını sorabilirsiniz. Meyve, hayvan, araba şekline oyuncaklarla onlara farklılıkları öğretebilirsiniz. Oyun oynarken kendi haline bırakıp, kendince eğlenmeyi öğrenmesini sağlamalısınız ve sadece yardım istediğinde yanına gitmelisiniz.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Çocuklarda Dil Gelişimi Ve Dili Geliştirme

Kitap okuma: Erken okuma becerilerinin gelişmesi, harf ve yazılı materyale aşinalık, duygu ve hissettiklerini ifade etme, sözcük bilgisini geliştirmeye yöneliktir. Diyaloglu kitap okuma dediğimiz metod; sadece resimli kitaplardaki yazıları okumanızdan ibaret olmayan karşılıklı sözel ifadeye dayalı ve soru cevap şeklinde yapılan bir kitap okuma metodudur. 

Burada basit düzeyde bazı objeleri göstermesini isteyebilir ya da siz göstererek ne olduğunu sorabilirsiniz. Eğer çocuğunuz daha büyük ise; duygulara yönelik sorular ve duruma ait çıkarsamalar yapabilirsiniz."Evet kedi camdan atladı ama köpek havlamasaydı atlamazdı değil mi?" gibi. 

Puzzle,blok,lego ile oyun: İnce motor ve bilişsel becerilere yöneliktir. Birlikte parçaları takmanız bu sırada yapmak istediğiniz obje hakkında konuşmanız onu iletişime yönlendirecek sadece mekanik şekilde oynamaktan çok sizinle paylaşmaktan da hoşlanacaktır. 

Tüneller,atlama zıplama aktiviteleri: Kaba motor becerilere yöneliktir. Bu aktiviteler sırasında duygularınızı katarak olanları ifade etmeniz "çok şaşırdım sen nereden çıktın öyle" çocuğunuza model olmanızı sağlayarak, kendini ifade ederken duygu ve endişelerini dile getirmesine yol gösterir.



17 Kasım 2014 Pazartesi

Atölyelerimde Kullandığım Parmak Boyaları



Bu Yazıyı yazmamın sebebi boyaları annelerin cok beğenmesi ve genel bir değerlendirme yaparsam kesinlikle mukemmel bir parmak boyasidir.

MotherCare dan temin ettiğim bu parmak boyaların fiyatı 6.30 ₺ kesinlikle cok uygun ve kaliteli bir ürün.

Nasil mi bu kanıya vardım ilk atölyemden itibaren deneyimlerime gore kıyafetlerden ve heryerden kolayca çıkabilen sildiğinizde veya yıkadığınızda iz bırakmayan bir boya oncelikle.

1-2 yas grubumda bu boyaları gercekten yiyen bile oldu ama kesinlikle olumsuz bir sonuç doğurmadı tabikide.

O yuzden cok Pahalı parmak boyalarida aldim ama kesinlikle renk olarak ve Kullanım olarak hepsinden guzel bir boya

Tüm Mothercare mağazalarından temin edebilirsiniz. Unutmadan ozel kucuk  fırçalarıda bulunmakta en kisa zamanda bende gidip inceleyip atölyelerimde kullanacağım :)

8 Kasım 2014 Cumartesi

Etkinlik Yaptırmanın Faydaları

Yoğurma Maddeleri

     Çocuklar yumuşak nesneleri oynamaktan onları yoğurmaktan ve değişik şekiller ortaya çıkarmaktan çok hoşlanırlar. Onların bu ihtiyacını karşılamak, duygusal doyuma ulaşmaları ve sıkıntılarından kurtulmalarını sağlamak için yoğurma maddeleri en uygun malzemedir. Çocuklara sağladığı faydaları;

1) El becerileri gelişir

2) El ve parmak kasları gelişir 

3) Yeni buluşlar ortaya çıkarır

4) Yaratıcılıklarını geliştirir 

5) Sanata karşı ilgi duyarlar

6) Güven duyguları gelişir

7) Duygusal doyuma ulaşır

Yoğurma maddeleri şunlardır;

1) Kil

2) Tuz seramiği

3) Kağıt hamuru

4) Talaş hamuru

5) Plastilin

Kağıt İşleri

         Çocuklar resim ve el işi faaliyetleri sırasında bir işi yapmanın mutluluğunu ve hazzını duyarlar. Bu faaliyetleri yaparken renkli kağıtlar keserek kolaj yapar değişik şekillerde kesilmiş kağıtları bir araya getirerek bir bütün oluştururlar. Çocuklar bir iş başarmanın ve bir eser ortaya koymanın rahatlığını hisseder. Bu his çocuğun güven duygusunu gelişmesini sağlar.

         Ayrıca bazı kavramların gelişmesinde de rol oynar. Şekil kavramı, uzunluk –kısalık kavramı kolayca gelişir. Kağıt işleri şunlardır;

1) Kağıt katlama 

2) Kağıt kesme 

3) Kağıt katlama 

4) Kağıt yuvarlama

5) Kağıt yırtma 

Boya Çalışmaları


           Boyaçalışmaları çocukların bazen tek başına, bazen de gruplar halinde sürdürdükleri çalışmalardır. Birlikte çalışma çocukların birbirleriyle uyum içinde olmaları, yardımlaşama,temiz ve düzenli hareket etme,alışkınlıklarını kazanmalarına yardımcı olur. Boya çalışması yaparken çocuklar duygularını ifade etme ve kağıt üstüne dökme imkanı bulurlar. Bu arada hayal dünyaları genişler ve yaratıcılıkları teşvik edilmiş olur. Resim alanında yetenekli olan çocukları bu çalışmada gözlemleyerek yeteneklerinin gelişmesi için uygun koşulları hazırlamak imkanı doğar. Çocuklar fırça tutması öğrenirken kas gelişimi de olumlu yönde etkilenir. El-göz koordinasyonu gelişir .Bazı boya etkinlikleri şunlardır;

1) Mum Boya

2) Parmak Boya 

3) Sulu Boya 

4) Pastel

5)Baskılar

6)Şeker Boyası

7)Sihirli Boya

8)Püskürtme


Atölye calışmalarımda kesinlikle her alana hitap etmeyi dusunuyorum. Her alanı desteklemek ve bir Adımda olsa ileriye taşımak amacım. 

5 Kasım 2014 Çarşamba

Yemek yemiyor mu?

Çocuklar yemek yememeyi annelerine karşı koz olarak kullanabilmektedirler. 


18 aylıktan 2 yaşına kadar, yetişkine karşı çıkmanın bir yolunu yemeklerde bulur. 

Yemek konusu da çocukların iradelerine bakan ve anne-babaya karşı kullanabildikleri kozlardan bir tanesidir. Bazı durumlarda enne-babanın yanlış tutumu bu durumun pekişmesine neden olur.  Daha sonra 3 ve 6 yaş civarında, çocuk tat alma konusunda başka bir orijinal dönemden geçer. Hep aynı şeyleri sevmeye ve yemeye başlar. Genelde makarna, patates kızartması, pilav, sosis, ...vs. bu durum çocuğa göre bir iki yıl sürebilir. Ama Yediği bu fast-food larinda ne kadar sağlıksız oldugunu biliyoruz hepimiz.

Normalde bir yaşından sonra çocuğun sofraya erişkinler ile beraber oturması ve yaşına uygun yemekler yemesi beklenir. Beş yaşına gelen çocuk, ailenin yemek alışkanlıklarına uyabilir. Bu evrelerde çocuk fazla yemek yemeye zorlanmamalıdır. Tabağına fazla yemek koyarak bitirmesine zorlamak, onda nazlanma oluşturur. Bu nazlanma gitgide yememeye dönüşür. Çocuk okulda yemek yemeye başladığında yiyecek tercihleri daha da zenginleşir. 

Çocuğunuzun yemek seçmesini istemiyorsanız, önce sizin yemek seçmeyerek örnek olmanız gerekir.

Unutmayın ki yemek yeme çocuğun sıra dışı yapması gereken bir olay değil, onun fizyolojik bir ihtiyacıdır. Zevkle yapması gereken bir ihtiyacını işkence haline getirmemek gerekir. Yemediği için telaşa kapılmanın bir anlamı yoktur. Baskı yapmayın, sabredin, göreceksiniz ki yemek yiyecektir.

Çocuktan çok yemesi istendikçe, diğer kişilerin ilgisini çekmek için yememekte direnecektir. Hiçbir çocuğun açlıktan kendini öldürdüğü görülmemiştir. Çevresindeki hiç kimse çocuğun yemesiyle ilgilenmezse o karnını kendiliğinden doyuracaktır.

Yemek yememe sorununa bir bakış;

Çocuk akşam yemeğini bir türlü yemek istemiyor. Annesi o kadar ısrarla yemesini istediği halde, çocuk inatla "Hayır yemeyeceğim" diyor.

Hatta bazı anneler bu durumlarda çocuğun arkasından yemek tabağıyla birlikte dolaşırlar. Burada çocuğa nasıl bir mesaj verilmiş oluyor? "Çocuğum aslında yemek yemek, fizyolojik bir ihtiyaçtır ama senin için sosyal bir doyumdur. Sen yemek yemesen de olur aslında. Fakat ben senin yemek yemeni istiyorum. Bunun için de ısrar ediyorum." Böylece çocukların akşam yemekleri bir merasim halini alıyor.


Yemek saatinde çocuk sofraya çağrılmalı yiyebileceği kadar yemek önüne koyulduktan sonra kesinlikle iki üç kereden fazla yamak yama konusunda ısrar etmeyiniz.

Çocuğun her zaman iştahlı olamayacağını da kabul edelim. Böyle zamanlarda yemiyor diye telaşa kapılıp ona baskı uygulamayalım. Yoksa yemeğe karşı daha da iştahsız ve isteksiz hale gelecektir

 Çok fazla ısrarcı olarak, tabak elinizde, çocuğun peşinde dolaşmayın.

Çocuk yemek yemeden sofradan kalkarsa kesinlikle o öğün içinde ona ek abur cubur gıdalar vermeyin.

Onu büyüklerin yediği her yemeği yemesi konusunda zorlamayın. Çünkü çocukların damak zevkinin ve beklentilerinin büyüklerinkinden farklı olduğu bir gerçektir. Ama her çeşit yemekten tatması gerektiğini ona anlatın.

Yemek yememek çocuğun seçtiği bir davranıştır. Aç kalmak da onun tercihi. Yemek yemek istemiyorsa yemesi için baskı yapılmamalıdır. Sabaha kadar aç kalmasına izin verilmelidir. Çünkü aç kalmak bizim değil, çocuğun sorunudur. Böylece çocuk kendi davranışının sonuçlarına katlanmayı öğrenir.

Çocuğun yemekten iki saat öncesinden, bir şey yamamaya alıştırılması gerekir. Bu alışanlık yasaklarla değil,uzun süreli ve sabır içinde ona yapacağımız açıklamalarla sağlanmalıdır.

"Yemezsen hasta olursun, büyüyemezsin."  Gibi abartılı sözler de söylenmemeli. Bu durum çocukta korku oluşturabilir.

Çocuğun yanında kesinlikle "şunu yemez, bunu yemez" diye konuşmayın. Çocuğun bunu kabullenip o yiyeceği denemesini zorlaştırmış oluruz.

Her canı sıkıldığında  bakkala yada markete girmemeli. Kesinlikle yedikleri abur cubura sınır getirmelisiniz. Bunlar onun iştahını kesecektir.

 Yemek zamanından beş on dakika önce çocuk uyarılmalıdır. Çocuk oyunda ilken sert bir tutumla sofraya gelmesi için zorlanmamalıdır. Oyun çocuk için her şeydir. Çocuğu oyundan koparıp almak onu yemek yememeye yöneltebilir. Yese bile sinirlilik içinde yenen yemek olumsuz etkiler yapar (hazımsızlık, bulantı, kusma).
 Yemek konusunda büyük hata çocuğa baskı yapmaktır. Bu onu daha da inatçı, itaatsiz yapacak ve sizin ona karşı öfkelenmenize neden olacaktır.
Akşam yemek yapmaya karar verdiğinizde o gün yapabileceğiniz yemek çeşitlerinden hangisini istediğini çocuğunuza sorarak fikrini almanız, çocuğun alınan karar sorumluluk duymasını ve bu konuda hassas davranarak yemek yemesinde yardımcı olacaktır.


Tekrar tekrar soyluyorum lutfen her konuda kararli olun :) 

1 Kasım 2014 Cumartesi

Söz Dinlemeyen Çocuklar

Çocuklarda zaman zaman anne-babanın sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları olabiliyor.
Bu söz dinlememe sizinde bildiginiz gibi 2 yaş civarında yani 2 yaş sendromunda bas göstermeye basliyor.

Sizlerde cok cok iyi biliyorsunuz ki bu 2 yaş Sendorumu çocukluğun en sancılı donemi :)

Çocuğunuz artik kendini birey olarak düşündüğü icin sizin degilde kendi kararlarını secimlerini kendileri yapmak ister olmayincada ters durumlar oluşur.

Cocuk artik kendi Vücudu üzerinden iyiden iyiye kontrol kazanmaya başlamıştır. Bu donemde cocuk istekleri uzerinde ısrarcıdır ve inatçıdır. 
Anne Baba'nın tahammül sınırlarını zorlayacak kadar zıtlık çıkartabilir. Gereksiz yere ağlar , istekleri olmadığında eşyaları fırlatabilir, kendini yerlere atabilir.

Cocuga bağırmakta ve şiddet uygulamak gibi yanlis tavırlar çocuğun daha da negatif bir tavır icine girmesine neden olmaktan baska bir ise yaramaz. 


Anne Babanin model olmasi yaninda  cocugu doğruluğa teşvik etmesi, Çocuktan dogru Davranışlar beklemesi ve istemesi de cocugun ahlaki Davranışlar kazanmasında oldukça etkilidir.

Sizlerden duydugum bazi yakınmalar; 

Koyduğum kurallara uymuyor.
Söz geçiremiyoruz.
Herseyi Ağlayarak istiyor.
Istemediği olduğunda kendini yerlere atıyor. 

Çocuğun icinde bulunduğu yaş Dönemi'nin yani sira cocuk eğitiminde 
Anne Baba'nın takındığı tavırlar farkinda olmadan yaptıkları tutum hataları da cocugun soz dinlememe davranışı göstermesine sebep olabilir.

Cocuğunuza beklemeyi öğretin. Her istediğimiz şeye hemen kavuşmamızın mumkun olmayacağını bazen cok emek vermemiz sabır göstermemiz gerektiğini örneklerle anlatın.

Cocuğunuza engel koyma yerine seçenekler sunun. Istediği bir seye eger onay vermiyorsanız hayir olmaz asla gibi sözlerle engellemek yerine seçenekler sunarak onu yönlendirmeye calisin .
 
Hatta espiri yeteneğinizde kullanarak iste soz dinlemeyen cocuklari almak gıdıklayan gidik canavarı geliyor gibi ;) 

Hayir sözcüğünü sık kullanmamaya calisin. Bir kere hayir demeyi bıraktığınızda Çocuğunuz sözcüğü söylediği zaman bunu önemseyin.

Iyi gunler Annelerim :)


  

31 Ekim 2014 Cuma

Çocuk Üzerinde Teşvik, Övgü Ve Ödüllendirme

Teşvik etmek, isteklendirmek ve özendirmek anlamına gelir. Bir davranışı yapmaya iten ic kuvvete güdü, dışarıdan takviye etmeyede teşvik diyoruz. 

Oncelikle çocuklarımıza guzel huylar edindirmek icin genellikle model olma önerilir. Cokta dogru iyi bir anne veya baba modeli cocugu iyi olmaya teşvik eder.

Bu nedenle iyi olan huyların , duyguların ve alışkanlıkların pekiştirilmesi gerekir. 
Pekiştirmek iki yönde yapılır .

Olumlu pekiştirme ve olumsuz pekiştirme

Olumlu pekiştirme bir davranışıyaptikten 
Sonra onu bir ödül veya hosa giden bir durumla desteklenmesidir. 
Anne ve Baba'nın memnuniyeti , ağrın demesi gibi.. 
Cocuk hosuna giden bu Davranışları desteklenmesi icin pekiştirmelere genelde olumlu Yanıt verir. 

Olumsu pekiştirme ise bir davranışın sonucunda rahatsızlık veren bir uyarıcının veya hosa gitmeyen bir durumun sona erdirilmesi veya ondan uzaklaşması demektir. 

Olumsuz pekiştirmeler istenmeyen davranışı engellemek yada durdurmak icin yapılır. 

Pekiştirmeler surekli kullanılırsa rutine bağlar ve çocukta Kalıcı bir iyilik veya vazgeçirme sağlanamaz .
Anne ve babasının kızmasına , bağırmasına, Kaş çatması ile karşılaşmamak isteyen bir cocuk olumsuz Pekiştirec ile karşılaşmak istemeyen durumlarda yaptigi kotu davranışlardan uzaklasabilir.

Anne Babanin model olmasi yaninda  cocugu doğruluğa teşvik etmesi, Çocuktan dogru Davranışlar beklemesi ve istemesi de cocugun ahlaki Davranışlar kazanmasında oldukça etkilidir.

Cocugun iyi davranışlarının teşvik edilmesine dikkat edilecek bir hususta 
Onun en iyiyi yapması degil çabalarının takdir edilmesi ve teşvik edilmesidir. Zaten sonucunda iyi Davranışları benimseyecektir.


Cocuk ve Disiplin Kitabı'ndan alıntılarda mevcuttur. :) 

Iyi okumalar :)

13 Ekim 2014 Pazartesi

Anne Ve Baba'nın Uyguladığı Disiplin

Uzun bir aradan sonra yazınca insan buraya guzel bilgiler yazmayı özlüyormuş demek ben suan cok özlediğimi farkettim 😊 
Neyse uzun tutmuyorum hemen konuya geciyorum . 
Oncelikle anneler yani sira biz öğretmenlerde disiplin konusunda iyi yöntemler denemeye çalışıyoruz. Ben bugun bu yöntemler uzerine konusucam notlarımı paylaşacağım sizinle.. 

Siz anne ve Babaların uyguladıkları tüm disiplin yöntemlerinin seciminde, kişisel deneyimleri ve yakin cevremizinde etkisi vardir. Genelde danışırız çevremizdeki eşe dosta benim çocuğum boyle seninki oyle degil bu kadar uslu durmasına yada seni dinlemesini nasil sağlıyorsun diye.
Oncelikle sunu söylemeliyim ki her cocuk kesinlikle ayri bir kitaptır hepsi birbirinden bağımsız özelliklere sahiptir. 
Mesela aşırı sert ve otoriter bir disiplin yöntemi, olumsuz Davranışları , anne baba cocuk iliskisini daha da bozar. Her Yöntem her cocuga uymaz . Kimi cocuk fazla kırılgan kimiside umursamazdır. 

Disiplinde amaç çocuğa davranışlarını düzenlemesini sağlayacak kendi kendini yönetme yeteneği kazandırmak olmalıdır.

Anne babasi yanındayken, dayak yada korkusuyla sesi kesilen, anne baba denetimi kalkınca çığırından cikan cocuk, bu Özdenetim yeteneğini kazanmamış demektir.

Ceza korkusuyla davranışa bur çeki düzen verebilir. Ancak sağlanan düzen surekli olmaz. Bu nedenle cocuk eğitiminden ceza korkusu hic bir zaman ön planda tutulmamalıdır. 

Düzenli ve sorumlu davranis oncelikle anne baba ve cocuk arasındaki anlayış ve güven temeline dayanmalidir.

Anne-babalar çocuklarına sınır koymakta neden zorlanıyorlar?

  • ·  Çünkü çocuklarına hayır diyemiyorsunuz.

  • ·  Çünkü çocuklarını kendi anne-babalarından farklı yetitirmeye çalışıyorsunuz.

  • ·  Çünkü çocuklarınızı çok sınırlıyorsunuz.

  • ·  Çünkü kendilerini eitimden uzak tutuyorlar.

  • ·  Çünkü çocuklarına emretmek istemiyorlar.

  • ·  Çünkü çocuklarını ımartıyorlar. 


    1. ANNE BABALAR N DSPLN PUÇLARI

    2. · yi örnek olun. Eer çocuunuzun problem çözmek için iddete bavurmasını istemiyorsanız fiziksel ceza vermeyiniz

      • ·  Sınırları çiziniz; ama çok sayıda kural koymayınız.

      • ·  Bir kural koymadan önce kendinize unları sorunuz: Bu gerekli mi?/ Bu kural çocuun salıını ve güvenliini salıyor mu?/ Bakalarının haklarını ve mallarını gözetiyor mu?

        • ·  Kurallar basit ve anlaılır olsun.

        • ·  Aile kuralları oluturulurken çocuk da katılırsa onları daha dikkatle uygulayacak, daha az çineyecektir.

      · Çocuklar bir kuralı ihlal ettiinde sonucunun ne olacaını iyi anlamalıdırlar. Örnein, çocuunuzun tek baına karıdan karıya geçmesi yasaksa ve o bu kuralı ihlal ederse cezasını uygulamaya kararlı olmalısınız.
      · Esnek olun. Bu kurallar çocuklar küçükken geçerlidir. Ancak onlar büyüdükçe daha fazla özgürlük isterler.
      · Unutmay
      ın, her çocuk farklıdır. Onların kendilerini kontrol etme becerilerini gelitirmelerine izin verin. Küçük çocuklar her zaman kurallara tamamen uyacak beceriyi gösteremeyebilirler.
      · Örne
      in, yemekten önce kurabiye yemesine izin verilmeyen 5 yaındaki çocuunuz direnirse kurabiye kavanozunu göz önünden kaldırarak, ona sizce uygun baka bir yiyecek teklif edin. 


Egitimde disiplin konusunu buyuk bir eğitimcinin sözü ile tamamlamak istiyorum :

Temelinde sevgi olan hic bir eğitim başarısızlığa uğramaz.. 💐Pestalozzi💐

Sorularınız için;
İnstagram: @cocukgelisimi


22 Mart 2014 Cumartesi

Üstün Zekalı Bebeklik ve Cocukluk Seminer Notları

Bebeklik Ve Cocukluk Donemindeki Belli Başlı Belirtileri 
-Aşırı hareketlilik
-Dikkat süresinin uzunluğu
-Ebeveynini erken tanima
-Erken tuvalet kontrolü
-Erken diş çıkarma
-Yaşıtlarina gore cok erken konusma
- Erken yürüme 
-Normal yasitlarina gore zengin kelime dagarcigi
- Yasitlarindan 2 ila 4 yaş öndedirler.'

...
Bireysel oyun oynama ve bireysel ugraslari daha cok severler. Bilgi fazlaligindan dolayi cocugun diger arkadaslarini kucumsemesi akranlari tarafindan dislanmasina neden olur. Soyut kavramlari cabuk ogrenirler. Kendinden buyuklerle arkadaslik kurma vardir ve yasitlari ona yetmiyormus gibi gelir. 
  • Üstün zekâlı çocuklar, doğumdan itibaren farklı bir gelişim düzeyine sahiptirler. Diğer bebeklerden daha fazla vücut ağırlığı ve boy uzunluğuna sahip olarak doğarlar. Bebeklik çağından itibaren doğal gereksinimlerini kontrol etmeyi öğrendikleri gibi, fiziksel dengelerini de diğer bebeklere oranla, çok daha erken ve çok daha kolay sağlayabilirler. Konuşmaya ve yürümeye erken başlamak, bu özellikteki çocukların tanılanmasında, önemli bir etkendir.
  • Üstün zekâlı çocukların bedensel ölçüleri, ortalamanın üzerindedir. Akranlarına oranla daha uzun boylu, daha güçlü, daha sağlıklı ve kas kontrolü daha güçlüdür.
  • Üstün zekâlı çocuklar, sınıfındaki diğer arkadaşlarına göre, yaşça daha küçüktürler; ancak kendilerinden yapması beklenen faaliyetlerden daha ileri düzeyde ve daha güç çalışmaları yapabilecek yeterliktedirler.
  • Üstün zekâlı çocuklar, belli bir birikimle okula başlarlar. Bunda doğuştan getirdikleri zekâ gücünün, çocuğun ailesi ile içinde yaşadığı çevrenin ve okul öncesi dönemdeki deneyimlerinin etkisi büyüktür.
  • Genelde, okuma-yazmayı okula başlamadan önce öğrenirler. Atlas, ansiklopedi, sözlük gibi başvuru kitapları da ilgi alanları içine girer. Her türden ve her konudan kitap okumaktan ve çeşitli deneyler yapmaktan hoşlanırlar.
  • Prof.Dr. Adnan Kulaksızoğlu nun anlatimiyla..